top of page

PUTLARI KIRMAK


Şirk, cahiliye toplumlarında büyüyen bir insan için bir tür "yaşam biçimidir.''

Böyle bir insan Allah'tan gafil olan bir toplum da büyür, o toplumun cahilce

Allah yerine benimsediği sahte ilahları benimser. Bu nedenle de şirk koşmak, çoğu insan için alışıla geldik bir şeydir.


Zaten bu yüzden yaptığı işin Allah'a karşı bir isyan olduğunu ve kendisini büyük bir cezaya müstahak kılacağını da pek düşünmez. Dahası, kendisini Allah'a hiç şirk koşmadan iman etmeye çağıran bir insanı da yadırgayabilir.


Ayetler de bu konu şöyle bildirilir:


İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür. İlahları bir tek ilah mı yaptı? Doğrusu bu, şaşırtıcı bir şey." Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, ilahlarınıza karşı kararlı olun; çünkü asıl istenen budur" diye çekip gitti. "Biz bunu, diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."

(Sad Suresi, 4-7)


Peygamberimiz (sav)'in tek İlahın Allah olduğunu ve diğer sözde ilahların hiçbir gücünün olmadığını bildirmesi müşriklerin sapkın mantıklarına çok anlaşılmaz gelmişti. Onların içinde bulundukları körlük nedeniyle kavrayamadıkları gerçek, bu sahte ilahların zaten hiçbir güçleri olmadığı idi. Dilediğine bereket veren, dilediğini çeşit çeşit ürünlerle rızıklandıran Yüce Allah'tır. Kureyş Suresi'nde bu gerçek şöyle bildirilmiştir:


Kureyş'i bir araya getirip anlaştırdığı, yaz ve kış yolculuğunda onları ısındırıp yakınlaştırdığı için, şu Ev(Kabe'n)in Rabbine kulluk etsinler; ki O, kendilerini açlıktan doyuran ve korkudan güvenliğe kavuşturandır.

(Kureyş Suresi, 1-4)


Bugün de tek Allah'a iman etmeye çağrılan bir insan, bazı Kureyşlilerin düştüğü sapkınlığa düşebilir. İlah edindiği diğer tüm kavram ve insanları bırakıp sadece Allah'a kulluk ederek nasıl yaşayacağını anlayamayabilir. Oysa onu şuan yaşatmakta ve rızıklandırmakta olan, onu koruyan ve gözeten sadece ve sadece Allah'tır. Karnını doyuran güç, kendisine maaş veren patronu değil, o patronu kaderinde yaratan ve kendisine maaş vermeye mecbur eden Allah'tır. Olaylar, asla başıboş ve tesadüfi bir biçimde, milyonlarca küçük sahte ilahın müdahalesi ile değil, sadece ve sadece Allah'ın dilediği şekilde gelişmektedir. Yüce Allah dünyayı bir kader ile yaratmıştır ve insanlar da Tekvir Suresi'nin 29. ayetinde bildirildiği gibi,


O dilemeden hiçbir şey dileyemeyecek kadar Allah'ın iradesine boyun eğmişlerdir.


Kuran'da haber verildiği gibi,

"O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur" .

(Hud Suresi, 56)


Şeytan insana, şirkten kurtulmayı; tevhidi, ihlası ve imanı ise yaşamayı zor gibi gösterebilir. Oysa bu, yalnızca şeytanın verdiği bir vesveseden ibarettir. Şeytanın yalancı olduğu, Kuran'ın bir ayetinde şöyle haber verilir:


İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: "Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azab vardır."

(İbrahim Suresi, 22)


İşte bu yüzden şeytanın yalanlarından, vesveselerinden ümitsizliğe kapılmak, moralini bozmak büyük bir akılsızlık olur.

Bilinmelidir ki, şirkten kurtulmak için samimi bir niyet değişikliği yeterlidir. Bu niyet değişikliği kişinin her şeye, herkese ve tüm olaylara karşı olan bakış açısını şirkten tevhide çevirecektir. Yani siyah gözlük takan birisinin etrafını görebilmek için her yeri tek tek aydınlatmasına gerek yoktur. Gözlüğünü çıkarması yeterlidir.

Şirk de her yeri karartan bu gözlük gibidir. Gözlüğü çıkarmadan zorlama yöntemlerle şirkten arınmaya çalışmak zordur. Bir hamlede gözlüğü çıkarmak ise hem kolay hem de tek etkili çözümdür. İşte insanın şirkten, Allah'ın razı olduğu imanlı ve ihlaslı yaşama geçmesi de tek bir kararlılık hamlesi gerektirir. Bu da her ne durumda olursa olsun Allah'a güvenmek ve Kuran'a harfiyen ve samimi olarak uymaya karar vermekle olur. Bu samimiyet ve kararlılık muhakkak ki beraberinde Allah'ın yardımını, hidayetini ve rahmetini getirecektir.


Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2021, Allah Kesin Var

bottom of page