top of page

Münafıklar Kibirlidirler


Bir müminin en belirgin özelliklerinden biri, tevazu sahibi olması, her zaman hata yapabileceğini kabul etmesi ve kendisine yapılan öğüt ve uyarılara da hemen uymasıdır. Buna karşılık, münafıklar son derece kibirli ve kendini beğenmiş bir ahlaka sahiptirler. Onlara verilecek hiçbir öğüdü dinlemez, hata yaptıklarını kabul etmezler. Çok akıllı oldukları, her şeyin en iyisini bildikleri kanısındadırlar. Kendilerinin diğer Müslümanlardan çok daha yetenekli, çok daha zeki, çok daha kaliteli, kültürlü, görgülü, modern ve çok daha zevk sahibi olduklarını iddia ederler. Müslümanları da kendilerince düşük akıllı görürler. Üstelik Allah'ın iyi birer kulu olduklarını öne sürerler. Peygamberimiz (sav) dönemindeki münafıkların, Peygamber Efendimiz (sav)'in kendileri için bağışlanma dilemelerini kabul etmemeleri, sahip oldukları kibirin en açık göstergesidir:


Onlara: "Gelin Allah'ın Resûlü sizin için mağfiret (bağışlanma) dilesin," denildiği zaman başlarını yana çevirdiler. Sen, onların büyüklük taslamışlar olarak yüz çevirmekte olduklarını görürsün".

(Münafikun Suresi, 5)


Müslümanlar, kalplerinde hastalık olan bu kişileri, samimi birer mümin olmaya davet edip, onlara Allah'ın ayetlerini hatırlattıkları zaman, münafıkların gösterdikleri tavırlardan da gururlarına teslim oldukları anlaşılır. Büyük bir akılsızlıkla kendilerinin kusursuzluğuna inanır, insani hataları bile kendilerine yakıştırmazlar.

Allah münafıkların gururlarına uymalarının kötü sonucundan ayetlerde şöyle bahsetmektedir:


Ona: "Allah'tan kork" denildiğinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuşatır. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktır o.

(Bakara Suresi, 206)


Çünkü onlara: "Allah'tan başka ilah yoktur" denildiği zaman, büyüklük taslarlardı. (Saffat Suresi, 35)


Kendilerini bütün hatalardan, eksikliklerden uzak gördükleri için sahip oldukları ahlak bozukluklarının, yaptıkları kötülüklerin ahirette nasıl bir karşılığı olabileceğine ihtimal vermezler. Münafıkların karakteristik bir özelliği olan kibir onları bir kısır döngü içinde bırakır. Müminler sürekli olarak hatalarını düzeltip, eksiklerini telafi ederek kendilerini geliştirirken, münafıklar bu sahtekar hayatın içine daha da saplanırlar. Yapılan hatırlatma ve tavsiyelerden de faydalanamazlar.

Allah bu tür bir müstağniyetin sonucunu şöyle bildirmektedir:


Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden.

(Alak Suresi, 6-7)


Aynı zamanda Kuran ayetlerini okurken de anlatılanları hep kendileri dışındaki kişilerden bahsediliyormuş gibi yorumlarlar. Dolayısıyla öğüt alınması gereken konuları, ibret konusu olan kıssaların hikmetlerini kavrayamazlar. Kuran'ı okudukları halde; ölümü, ahireti, cehennemi kendilerinden çok uzak görürler. Aslında iyi niyetli oldukları ve bu yüzden de herhangi bir şekilde cezalandırılmayacakları gibi yanlış bir düşünceye sahiptirler.


Münafıklar, kibirli oldukları için, müminleri de kendi düşük akıllarınca kendilerinden aşağı görürler. Sahip oldukları herhangi bir özellik zenginlik, şöhret, mevki, güzellik, eğitim onları kibirlendirir ve bunlara sahip olmayan bir mümini kendilerince küçük görürler. Oysa üstünlük ancak takva iledir. Müminler bu tür dünyevi kıstasları göz önünde bulundurmaz; insanları para, şöhret, fiziki güzellik gibi özelliklere göre değil, imanlarına göre sevip-sayarlar. Dolayısıyla bu tür özelliklerinden dolayı kibirlenen kişiler, mümin topluluğu içinde hemen fark edilir ve küçük düşerler.


Comentarios


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2021, Allah Kesin Var

bottom of page